.::Miracle Cell No.7::.
..:::7 Numaralı Hücredeki Mucize:::..
Park Shin Hye fanı olmam bir yana konusu oyuncuları oyunculukları gibi pek çok açıdan altyazısını sabırsızlıkla beklediğim bir filmdi.
Artık çevirisini de bitirdiğime göre bu film hakkındaki son düşüncemi açıklayayım. Asya filmi seven sevmeyen herkesin izlemesi gerektiğini düşündüğüm bir film. Bazı sahneleri var ki çevirirken editlerken tekrar tekrar kontrol ederken her seferinde beni ağlatmayı başardı. Bazen insana böyle dramlar da iyi geliyormuş.
Çeviri konusuna gelince, uzun uğraşlar sonucu gerçekten gurur duyduğum bir çeviri oldu. Gaza gelmeyip içime sindire sindire hazırladığım için de kendimle gurur duydum. Umarım siz de zevkle izlersiniz.
İzleyen arkadaşlarım yorumlarınızı da bırakmayı unutmayın. Sizde de bana bıraktığı etkiyi bıraktı mı merak ediyorum.
= Murside =
2 kere izledim hala adamın olup ölmediğini anlayamadım bende mı sorun var acaba? Yani hakim tutukluluğunun iptaline karar verip beraat ediyor fakat kız şefe baba diyor beni aydınlatırsan sevinirim. Hayatımda izlediğim en en en iyi dramlardan biriydi. O minigin oyunculuğu mükemmel:)
YanıtlaSilMerhaba Beyza, kendi düğün telaşımdan ötürü blogla ilgilenemedim bu nedenle sorunu yeni görüyorum. Cevabını vermeden önce diğer takipçilerimiz için öncelikle SPOİLER uyarısı yapayım. Tamam şimdi cevaba geçebilirim :) Filmde kızın öz babası yani zihinsel özürlü olan Yong-gu ölüyor. Kızını hapishane müdürü evlatlık ediniyor. Bu nedenle kız hapishane müdürüne de baba diyor. Kız büyüyüp avukat olunca babasının adını temize çıkarmak için önceki kararı yeniden davaya taşıyor. yeni deliller ışığında incelendiğinde eski kararın hatalı olduğunu, Lee Yong-Gu'nun aslında suçsuz olduğunu ilan ediyor mahkeme. Ha tabi bu arada ölen ölmüş giden gitmiş ne farkeder diyebilirsin, eh işte en azından adamın adı temize çıkmış oldu. Benim ağlaya ağlaya çevirdiğim bir filmdi. Bu sıralar sosyal hayatımı yoluna koyduktan sonra bir altyazı kontrolü yapmak için yeniden izleyeceğim inşallah.
YanıtlaSilMerhabalar, benim dr anlayamadığım bir nokta var kız babasını savunurken yani büyümüş haliyle bir yerde o eski avukata gidip kalemini yere atıyor bir avukat adla böyle yapmaz gibi bir şey diyor. Hakim de ilk verilen cezanın tekrarına yani idama karar veriyor. Kız gidip babasını öpüyor kızını çok seven bir babaydı o ve ben burda sadece onun için varım diyor. Sonra yine bir mahkeme yine kız büyük ve bu sefer yanlış karar olduğuna idamın geçersizliğine karar veriliyor. Ama aslında adam kız küçükken ölmüştü zaten. Büyümüş haliyle nasıl sarıldı kaç kere mahkeme oldu anlamadım oraları ben :/
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBaştan söyliyim. Aşağıdaki spoiler kesinlikle içerir. İzlemeyen okumasın lütfen. Bundan ben sorumlu değilim. :)
YanıtlaSilBenim de gözden kaçırdığım oldu ama şu var. Kızın büyümüş hali zaten babasının hayaline sarılıyor. Orada biraz geçmiş ve geleceği yani şimdiyi birbirine karıştırmışlar. Sonunu da bldiğin o biçim yapmışlar. Fakat pek de beni etkilediğini söyleyemeyeceğim çünkü filmde sadece dram değil her şeye rağmen bir umudun var olabileceğini hissettirdi. Daha da önemlisi kızın büyüdükten sonraki ve kendisini evlat edinen adamın kıza olan yaklaşımından mı? Bilemiyorum ama ben daha çok "nefret ederek intikamın acı bir tadına varmak yerine bunlara karşı güçlü bir şekilde dik dur ve çetin bir yolda doğru dur ve ilerle" mesajını verdi bana. Evet, ne acıtırsa acıtsın bu şekilde dik durup mücadele etmek yürek ister. Kız bildiğin bunu yapmış. Babasını temize çıkarmak bir nevi içindeki öfke, hüzün ve acıyı dindirecekti. Babası da kendisinden bunu isterdi. Hatta o şefin de tek amacı buydu. Kızını bir avukat yaparak kendi öz babasını temiz çıkarmak... Neyse çok konuştum. :)
Cok beğendim keşke ölmeseydi baba sonu mutlu bitseydi
YanıtlaSil